MAPUSHANE ŞİİRLERİM

DÜŞÜNMEDİ Mİ?

Arkana bakmadan çekip giderken
Beni gözü yaşlı kalır sanmıştın
Yıkılan ben değil, şimdi sen oldun
Giderken sonunu düşünmedin mi?

Düşünmedin mi, düşünmedin mi?
Giderken sonunu düşünmedin mi?
"Dur gitme" diye yalvardım sana
Giderken sonunu düşünmedin mi?

Kuytu köşelerde perişanmışsın,
İçip içip beni arıyormuşsun,
Sabahlara kadar ağlıyormuşsun
Giderken sonunu düşünmedin mi?


HAYAT

Hayat bir kurşundur
Bir katilin elinde...
Hayat bir avuç yaprak
Bir ırmağın dibinde...
Hayat bir içim sudur
Bir genç kızın elinde...
Hayat bir kaç mısradır
Bir şairin dilinde...


VURUP GİTMİŞTİN

Terk edip de giden, ben değil sendin
En kötü günümde çekip gitmiştin
Bir veda bile etmeden bana
Sırtıma hançeri vurup gitmiştin...

Vurup gitmiştin, vurup gitmiştin
Kahpece sırtımdan vurup gitmiştin
En kötü günümde yalnız bırakıp
Beni namertlere muhtaç etmiştin...

Şimdi pişmanmışsın, hem de perişan
Her gece bir barda içiyormuşsun
Giderken bunları düşünmemiştin
Kalbime hançeri sokup gitmiştin...

Sokup gitmiştin, sokup gitmiştin
Kalbime hançeri sokup gitmiştin
Dört duvar içinde beni perişan
Kahpece sırtımdan vurup gitmiştin...


HAKKIM OLMADAN...

Bak sen benim güldüğüme,
Kahkahalarıma aldanma sakın,
Gülüp oynadığıma,
Gezip tozduğuma bakma...
Kahroluyorum sensiz gecelerde,
Yüzüm gülse de gözlerim ağlıyor,
O sensiz gecelerde
Gözlerim gülünce
İçim kan ağlıyor sensizliğe...
Hayalinle yatıyorum her gece
Uykusuz gecelerin sabahında
Ve hayalinle seyrediyorum
O en tatlı kahverengini,
Senin gözlerinde...
Hakkım olmadan seni seviyorum...
Seni seviyorum hakkım olmadan...


MASALA DÖNDÜM...

Ne bir mektup gelir, ne de bir selam
Kuruyup incelen, bir dala döndüm.
Bir garip kişiyim, hasılı kelam
Yolcusu olmayan, bir yola döndüm...

Tek dostumdur, sanki elimde kalem
Neden kimsesize acımaz alem
Her günüm ızdırap, her günüm elem,
Geçmeyen paraya, bir pula döndüm...

Anlamıyor kimse beni dilinen
Akar göz yaşlarım cümle selinen
Avuç açıp yardan sevda dilenen
Mecnuna benzeyen, kör kula döndüm...

Garip kuşlar ağlar, öter seherde
Ne çileler varsa benim kaderde
Kerem'in "Ah" edip yandığı yerde,
Aslı'yı yakan o son küle döndüm...

Ne hale düşmüşüm, onu bir bilsen
Çok hakkın var gülüm bana ne desen
Dağlara küsmüşte enginde esen
Çölleri kavuran sam yele döndüm...



MELİHA

Günün başlamasıyla, düştü yine yollara
Bir elinde çantası, yazmasıyla Meliha...
Doldururdu eskileri, o incecik kollara,
Alaylı dillerdeydi, basmasıyla Meliha...

Kör topal ayağıyla, geçerdi caddeleri
Üç kuruş almak için, ellerini açardı
Çilesinin resmiydi, alnında ki çizgiler
Aldımı bin lirayı, oracıktan kaçardı...

Söz söyletmezdi hiç, kocası Hüseyin'e
Yumruğunu kaldırır, haykırırdı Meliha
Söz söyleyen olursa, vururdu ensesine
Herkesi kendisine, baktırırdı Meliha...

Bir duyduk ki salalar veriliyor
Meliha'nın çığlığı caddeleri deliyor,
Hüseyin el üstünde, mezarlığa gidiyor
O gün bu gündür, hiç gelmiyor Meliha...



GURBET

Hani söz vermiştin,

Son mektubunda;

Mutlaka görüşe,
Gelirim diye.
Yeminler etmiştin,
Her satırında,
Boynumun borcusun,
Ölürüm diye…

Bugün görüş günü,
Sen yine yoksun.
Nemlendi gözlerim,
Bak sensizliğe.
Herkes geldi ama,
Sen yine yoksun…

Elimde kelepçe ,
Ring aracında.
Sen varsın inan ki ,
Sen her anımda.
Neşemde sen varsın,
Acımda da sen.
Şimdi yollardayım,
Yanımda da sen…

Uzar da bitmez mi?
Gurbetin yolu.
Yine mahpus damı,
Bu yolun sonu.
Hem senden uzakta,
Hem hasret dolu.

Artık saymıyorum,
Geçen günleri.
Nasıl unuturum,
Senli dünleri.
Yıkmak mı gerekir,
Tüm hayalleri.
Artık görüş günü,
Umurumda değil.
Ayrılık çok acı,
Hasretin zehir….



TÜKENMEZ...

Aşk dedin bağrıma, soktun bıçağı

Akan kanım, göl olmadan tükenmez.

Sevda kokan bu yaranın çiçeği

Petek petek bal olmadan tükenmez...


Hasret nedir, yarına sor düne sor

İnanmazsan, dönder aktar yine sor

Sensiz geçen geceleri bana sor

Saatleri yıl olmadan tükenmez...


Görsem derim biçimini rengini

Kötü talih yüksek yapar engini

İçimdeki bu sevdanın yangını

Kemiklerim kül olmadan tükenmez...


SUS...


Sus...

Yalvarırım sus...

Söyleme beni sevdiğini

Düşlediğini geceler boyu

Bu sevgiyi

Haykırmak istediğini

Söyleme...

Söyleme ne olursun

Sabahlara kadar ağladığını

Her gölgede

Her güneşte

Aradığını beni

Ve sevdiğini

Sakın söyleme...

Sus...

Yalvarırım sus...

Söyleme sevdiğini

Ve bakıp gözlerime

Bir şeyler arama...

Bırak ben söyliyeyim...

Seni sevdiğimi

Her gece

Hayalinle yatıp

Sensizliğe uyandığımı...

Sus...

Yalvarırım sus...

Ben anlatayım

Sevdiğimi haykırayım

Seni nasıl sevdiğimi

İstersen yıldızlara

İstersen güneşe yazayım

Sus...

Yalvarırım sus...

Sevmediğini söyleme bana

Yıkma düşlerimi

Yıkma hayallerimi

Sus...

Ne olursun sus...

Artık gözlerimiz

Anlatsın sevdamızı

Sus...

Yalvarırım sus...

Gözlerimiz konuşsun biraz...





BAYRAM SABAHI


Bir bayram sabahı,

Seni düşledim.

Ela gözlerin,

Kızıl saçların,

Takıldı aklıma.

O güzel yüzünü,

Seyrettim saatlerce.

Yanaklarından akan gözyaşlarını,

Sildim dudaklarımla.

Yine bir bayram sabahı,

Yine düşümde sen varsın,

Kahrolası benim yüzümden,

Sen yine ağlıyorsun.

Gözyaşlarını silmek için,

Uzatıyorum dudaklarımı,

Ama nafile,

Ulaşamıyorum sana.

Bir bayram sabahında,

Kahrediyorum sensizliğime,

Lanet yağdırıyorum,

Beni senden ayıranlara.

Ve o bayram sabahında,

Ağlıyor, ağlıyorum,

Sensizliğime.



TAŞ

Merhametsiz kalpleri sana benzettiler

Sana kalpsiz ruhsuz dediler

Oysaki senindir değirmendeki beste

Seninle biçim verir ruhuna heykeltıraş

Sana yanılır dert, sana vurulur baş

Milyonlarca yıl milyonlarca insanın taptığı taş…

Surlar sütunlar senden yapılır,

Senden yapılır Allaha uzanan merdivenler…

Müslümanlara namaz vakti senden haykırılır

Taşlarda bakilik taşlarda ebediyet

Bir bak taştan başka ne bırakmış medeniyet…

Tanrım günahkâr kullarını taş kesermiş

Görmedim ama inanırım

Bir gün gelecek gökten taş yağacakmış sanırım…

Bir gün yatıracaklar seni bir musalla taşına

Yine bir taş dikecekler mezarının başına

Taşlardır insanoğlunun mabedi

Bir tek o taş kalır ruhunla ebedi

Üstünde yazılacak ya bir Fatiha ya hüvelbaki